KABUL OLMUŞ BİR DUANIN MEYVESİSİNİZ SİZ
Hastaneye zamanında yetiştirilemediği için vefat eden bir annenin çocuğu, dört yaşında yetim kalan küçük bir çocuk. Hayatın zorluklarını daha 4 yaşında itibaren tatmaya başladı.
Taşkent’te nakliye işleri ve kunduracılıkla uğraşan, bir babanın, öksüz bir evladı. Mehmet Beyin oğlu.
Babasının ikinci kez evlenmesi ile üvey annenin terbiyesi altında büyüyen bu durumu da “ Beni ve kardeşlerimi hiçbir zaman ayrım gözetmeden bir Anadolu terbiyesi ile büyüttü” diyen şahsiyet.
Baba Mehmet Bey ilk eşinin ölümü üzerine İstanbul’a gelerek Fatihe yerleşir. Fatihteki evde baba, babaanne, amca hep birlikte otururlar.
Canı kadar sevdiği babaannesi onun için Dede korkut destanlarında geçen o meşhur duayı yaptı.
“ Oğlun ola kızın ola. Oğlunla ordu, kızınla oba olasın. Koç koç oğlanların ardına düşe. , dünyalar ayaklarına gele, herkes sana akıl danışa” diye dua ederdi. Kendisi bu mesele ile ilgili “ Sabah okula giderken, babam da işe giderken hepimiz sıraya girer, babaannemin elini öperdik. Bu babaannem 95 yaşında ölene kadar aksamadı. Şimdi de o duaların bereketini her zaman hissediyorum” sözleriyle hatırlatır.
Dünyanın dua ile kurulduğuna inanan bir millet değimliyiz zaten. Hep dua isteriz değil mi? Yaşlılardan piri fanilerden, anne babadan, teyzeden, Allah dostu olduğuna inandığımız insanlardan.
Ölülerin bile duasına muhtaç olduğumuza inan bir toplumuz. Nerede bir mübarek insan varsa mezarını ziyaret etmeye çalışır, müşkül işlerimizin çözümü için onun yüzü suyu hürmetine af ve afiyet dileriz Allahtan. Dua bu milletin hayatında çok önemli bir yerdedir her zaman.
Ülkesine ve milletine gönülden sevdalı, Dünya üzerindeki güç odaklarını çok iyi analiz eden, hedef ve hesaplarını çok iyi bilen bir kişidir Sayın Davutoğlu.
Hem Doğu kültürünü çok iyi tanıdı, hem de batı. Ancak hiçbir şekilde, birçok aydının düştüğü hataya düşüp, batı kültürünün içinde kaybolup gitmedi. Kendi öz kültürünün ve dinamiklerinin hep farkında idi.
Nice insanlar vardır makam ve ikbal peşinde bir ömrü heder ederler. Onlar makam ve ikbal peşinde koştukça makam ve mevkiler o insanlardan kaçar.
Nice insanlar vardır ki makam ve mevkiden kaçarlar, onlar kaçtıkça makam ve mevki o insanların peşinde koşar.
Sayın Davutoğlu, makam ve mevki peşinde koşmadı. Aklının bir köşesinde hep Akademi hayatına dönmek vardı. Hatta bu dünyada gerçek iz bırakmanın yolunun siyaset değil, ilim ile olacağına inananlardandı. Ancak ülkemizdeki 2007 yılı sonrası çok önemli gelişmeler onu bu fikrinden caydırdı. Bu ülkenin ve siyasetin kendisine ihtiyacı olduğunun bilincindeydi.
Başarılı insanların hayat hikâyeleri aynı zamanda acıklı olaylarla da doludur. Belki bu hayatın bir cilvesi olup, insanı hayata hazırlama ve insanın pişmesi için bir güzergâhtır da.
Bir insanı en iyi anlatan, onun kendi ağzından çıkan cümleler ve yaptığı eylemleridir aynı zamanda. Mecliste Kılıçdaroğlunun Ortadoğu meselesi ile ilgili şahsına yaptığı eleştiri ye verdiği cevaplar nerede durduğunun da karşılığıydı.
“ Zalimin yanında olmak ona, mazlumun gönlünü ve kapısını açmak bize,
Türkiye’yi şikâyet etmek ona, nerede ve hangi şartlarda olursa olsun, bu aziz milleti, bu büyük ülkeyi savunmak bize.
Bir başka konuşmasında “ Yüreğimizin bir yanında Gazze, diğer yarısında Irak, bir köşesinde Somali olacak”.
“Bizden kimse kötülük beklemez. Biz muhabbet yolcularıyız, aşk yolcularıyız, adalet yolcularıyız.
Kılıçdaroğlu’nun Ortadoğu’ya bataklık demesine verdiği cevaplarlar daha da muhteşemdi.
“ O bataklık dedikleri bağdadı kardeş bilmişiz, o bataklık dedikleri Suriye’yi Şam’ı Şerif bilmişiz.
O bataklık dedikleri Kerkük’ü aziz bilmişiz.
Bataklık dedikleri Ortadoğu’ya bataklık dedirtmeyiz. İnsanlığın aydınlatan Hira mağarasının olduğu yere Ortadoğu bataklığı dedirtmeyiz.
Prof Dr. Birol AGGÜN’NÜN DE dediği gibi, ANAP ve DYP menfaat partisi olmayı seçtiler. Ak Parti ise Davutoğlu tercihi ile dava partisi olmaya devam etme kararı aldı.
Sayın Erdoğan bir kere daha ne denli dava şuuru olduğunu gösterdi. Tebrik etmek lazım kendisini.
Bu çark dönmekte ve yürümekte. Varsın tosuncuk dünyayı yutacak gibi hareket etsin. Bir şeyi yutarken nasıl çıkacak ona da bakmak lazım. Mide her şeyi eritmez.
Sevgi ve muhabbetle kalın
Av Ramazan ILDIRIM