AK PARTİ’NİN MUĞLA’DAKİ GELECEĞİ
Siyasetle birazcık ilgili olanlar hatırlayacaktır, aslında Muğla bilinenin aksine solun yani CHP'nin kalesi değildir.
Neden derseniz. Benim hatırlayabildiğim kadarıyla 1983 yılında yapılan genel seçimlerde rahmetli Turgut ÖZAL’ın partisi ANAP dört milletvekili çıkarmıştır yanlış hatırlamıyorsam. Yine ondan sonraki dönemlerde iktidara gelen Çiller altı vekilden dört tanesini almıştır, 1995 yılları.
Ak Parti 2002 yılında girdiği ilk genel seçimde Muğla'da % 10 civarında oy almıştır.
Ak Parti 2004 yılında yapılan Yerel Seçimlerde ise, oylarını nerede ise% ,% 40 civarında arttırıp % 24 küsuratlı oy almıştır.
Bu demektir ki Muğla seçmeni Ak Partiye büyük bir kredi vermiştir.
Muğla' da yerel seçimlerde birinci parti olan Ak Parti( İl Genel Meclisindeki sayıya göre), ondan sonra yapılan bütün secim ve referandumlarda oy oranı % 24 ile % 33 arasında kalmıştır.
Muğla' da siyasal analiz yaparken ya da Ak Parti hakkında analiz yaparken 2004 Yerel seçim sonuçlarını iyi irdelemeden yapılacak hiçbir değerlendirme sağlıklı olmayacaktır.
Türkiye’nin her yerinde oy yüzdesini yükselten Ak Parti, neden Muğla’da hep yerinde çakılı kaldı ya da CHP' ye göre neden oy yüzdesini çok az oranda arttırabildi, seçmen sayısı artmasına rağmen?
Muğla' da seçmenlerin siyasi eğilimlerini incelediğimiz zaman, % 40-45 civarında CHP, % 55 - 60 civarında sağ seçmen olduğu görülür. Peki bu durumda nasıl Muğla CHP'nin kalesi olarak görülüyor?
Ak Parti'ye 2004 Yerel Seçimlerinde büyük bir kredi veren seçmen,bu verdiği kredinin karşılığını bulamadı.
Menfaat ve şahsi çıkar için partinin bir takim muhkem köşelerine iliştirilmiş, kullanıma müsait tiplerin yapıp ettikleri fısıltı gazetesi yoluyla, Muğla’nın her bir köşesine yayılmıştır. Zaten Ak Partiye biraz mesafeli, ürkek seçmen kitlesi 22004 Yerel Seçimlerinde verdiği bu desteği, 2009 yerel seçiminde geri çekmiştir. Nitekim Fethiye' de 2004 yerel seçimlerinde beş tane İl Genel Meclisi Üyesi çıkaran Ak Parti, 2009 Yerel seçimlerinde ancak uç tane meclis üyesini zar zor çıkarmıştır.
Gelecek korkusu yaşayan, samimiyetten uzak köşe başı bekleyicileri teşkilatların her kademesine fitne fesat tohumları ekmiş, Ak Parti davasıyla uzaktan yakından alakada olmayan tipler, partinin en önemli yerlerinde konuşlandırılmıştır.
İki yüzlü, siyasi münafık konumundaki bu tiplerin yapıp ettikleri bir çok şey, partinin üst kademelerinin politikalarıyla asla uyuşmuyordu.
Bu tiplerin kadrolaşma hareketleri, bazı kurumlara insan yerleştirmedeki son derece yanlış tutumları, Ak Partiyi Muğla’da ölüme terk etti ve tabanda, en saf haliyle bu partiye gönül verenleri kusturdu.
Bürokratik zihniyete hakim olamayan ve tabanı küstüren hareketler Muğla'da Ak Parti'yi bu noktalara
getirdi.
İlçe teşkilatlarında yanlış seçimler, çok fazla teşkilat yapısıyla oynamalar adeta İlçelerde küskünler ordusu oluşturdu.
En basitinden Fethiye'de Ak Parti kurulalıdan beri tam on tane ilçe başkanı değişmiş. Bu veri bile başlı başına halin özetidir.
Kendine güveni olmayan, davasından ziyade, kendi şahsi ve siyasi geleceğini düşünenlerin Muğla’daki başarısı ortada.
Bürokrasiye hakim olamamış, gelecek kaygısı içinde, entrika ve ayak oyunlarıyla teşkilatların budandığı ve adam yetiştirilmediği bir yerde asla siyaseten başarılı olmak mümkün değildir.
Gölgesinden korkan insanlardan dava adamı olamayacağı gibi, o tiplerden hayırlı hizmetler de bekleyemezsiniz.
Nerede ise iki yılda uç ilçe başkanın değiştiği Bodrum' un hali malum. 30 Mart yerel seçimlerinde ne kadar oy alındı, kayıtlı üyelerin tamamı oy verdi mi acaba?
Peki diğer ilçeler farklı mi. Bu kadar teşkilat yapısıyla oynan bir partinin Muğla' da başarılı olması mümkün mü?
Güven ortamının kalmadığı, sağda solda dosyaların dolaştığı, ihale peşinde koşan Parti etiketli tiplerin bu partiye verdiği zararı kim önleyecek?
İl başkanımız Sayın Nihat İZTURK'UN gayret ve çalışmalarını takdirle ve gıpta ile izliyorum.
Kendini İl Yönetiminde beraber çalışmanız sırasında tanıma fırsatı buldum. Ne kadar samimi, içten Ak Partili olduğunun bizzat şahidiyimdir.
Onun nasıl bir Ak Parti sevdalısı, nasıl bir dava adamı olduğunu, şimdiki Cumhurbaşkanımıza ve önceki Cumhurbaşkanımıza bağlılığını anlattığı o İl Yönetim Kurulu Toplantılarını her hatırladığımda gözlerim yaşarır.
Öyle ki, yaklaşık iki saatlik Yönetim Kurulu Toplantılarımızın, yaklaşık 40 dakikasının on dakikasını parti büyüklerine ve davaya olan aşkını anlatır, geri kalan 30 dakikayı ise kendinin ne kadar, dürüst, düzgün biri olduğunu, hiçbir gayrimeşru işi olmadığını, makam ve mevki beklentisi olmadığını, bu partinin bir samimi neferi olduğunu anlatırdı. Ben de dahil bütün Yönetim Kurulu Üyelerimiz büyük bir huşu içinde kendimizden geçmiş vaziyette onu dinler, böyle bir İl Başkanımızı, bizlere ve Muğla’mıza bahşettiği için Allaha dua eder, başımızdan eksik etmemesi için gece gündüz yalvarırdık.
2012 yılında yapılan kongrede her ne kadar ilde bir görev almadım ise de, duyduğum ve takip ettiğim kadarı ile, çok büyük çalışmalar içinde imiş.
Öyle bir İl Başkanıdır ki, İldeki iki saatlik toplantılarımızda yapılan konuşmalardan hatırladığım sadece, ilk kırk dakikası. Ondan sonrakini hatırlamam mümkün değil. Çünkü adeta kendimizden geçiyorduk. Hatırlayan varsa bana da söylesin.
Bu mübarek insani, ne Muğla halkı anladı, bir kaçı hariç ne teşkilatlar anladı ne de milletvekillerimiz anladı.
Ancak otuz yılda bir gelen ve o da bize nasip olan, dürüst, ahlaklı, çalışkan, yalan, hile, entrika, ayak oyunları, cakka, cukka, bilmeyen, tam bir dava adamı olan İl Başkanımızın hem vekillerimizce, hem halk ve hem de teşkilatlarca anlaşılmaması olacak şey değil.
Taa Giresun’dan gelerek, zamanından, parasından, ailesinden fedakarlık yapıp kendisini Partimize ve Muğla’mıza adayan İl Başkanımızın anlaşılmaması beni çok derinden yaralamaktadır. Bu üzüntü beni verem edecek.
Hal bu ki, bu kadar çalışma ve gayretin karşılığı bu mu olmalıydı?
İl başkanımız isterse tekrar İl Başkanı olarak kalabilir, isterse Milletvekili adayi olabilir.
İstediği her makam onun hakkidir. Kimse engel olmaya kalkmasın.
Ben onun dürüstlüğü ve gayretinin hem bu dünyada hem de obur dünyada şahidiyim.
Ona atılan her iftiranın karşısında beni bulursunuz. Ona atılan iftiraların hepsini biliyor ve dosyalardan da haberim var.
Hiç bir akçeli işle alakası yoktur.
Ah tosuncuk sen İl Başkanımızı yakından tanıma fırsatı bulsan ve bir de sohbetlerine katılmak gibi bir şerefe nail olsan, o dedikoduların hiçbirine inanmazsın.
SEN DERSİN DE ADAM SATMAYI ÖĞRENECEKSİN, BENİM İL BAŞKANIM DEMEZ. SENİN ENTRİKALARIN, YALANLARIN, GÖĞE MERDİVEN OLUR DA İL BAŞKANIM SÜMME HAŞA BÖYLE İŞLERDEN ANLAMAZ.
Eğer İl Başkanıma zarar gelmeyeceğini bilsem diyeceğim ki, onun sakalının her bir telinde, saçının her bir telinde büyük bir keramet vardır. Fakat yağma olur diye diyemiyorum.
Evet, dostlar, önümüzdeki yazılarda Muğla' da Ak Partinin durumunu irdelemeye devam edeceğiz.
Gerekirse İl başkanımıza atılan iftiraları tek tek sıralayıp, bunları sizlerle birlikte çürüteceğiz İnşallah.
Bundan sonra artik tosuncuk duşunsun.
Not: Bu arada yeni eğitim ve öğretim yılı, bütün öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve öğrenci velilerine hayırlı olsun.
Sevgi ve muhabbetle kalın.
Av. Ramazan YİLDİRİM