|
|
|
|
TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ HAFIZASI |
|
|
Tarih : 25.11.2014 - 09:50:28 |
|
Demokrasi yolculuğunda ortaya çıkan değişimin motor gücü siyasettir. Siyasi iradeyi bir kenara koyduğunuz zaman bu değişimi açıklamakta zorlanırız. Bu süreçte değişimi tetikleyen siyasi irade olmuştur. Ortaya çıkarılan onca engel siyasi irade tarafından bertaraf edilerek yeni bir özgürlüğün kapısı aralanmıştır. Bugün her kurum kendi içinde demokratikleşme sürecinden geçmektedir. |
|
|
TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ HAFIZASI Yirmili yaşlardaki gençlerimizin
Türkiye'nin demokrasi yolculuğunu anlayabilmeleri yaşamış oldukları kısa
ömürleri sebebiyle zor gözükmekte. Bugünün gençliği hayatı Facebook, Twitter ve
internet üzerine sınırlandırdığı için hayatın gerçekleri ile yüzleşmeleri
mümkün gözükmemekte.
Bizler Türkiye'nin gelmiş olduğu
noktayı anlamak için geçmiş 30 yıla bakmamız gerekir. Bugünün Türkiye'sini
beğenmeyenler 80'li, 90'lı yılları iyi okumaları gerekir. Ülkede seçilmişlerin
haklarının ne kadar kısıtlı olduğunu iyi görmeleri gerekir. Gündemi belirleyen
"üst düzey komutanları" iyi okumaları gerekir. Geriye dönüp
baktığımız zaman siyasetçilerin gündem belirlediği zamanlar; seçim zamanları
birbirleri hakkında söyledikleri sözler ve ülke gündemine dair belirttikleri
gerçekler! diyebiliriz. Uzun yıllar yapılan siyasetin günlük politikalar ile ülke yönetildiğini
görüyoruz. Bir ev bile idare edilirken bir kaç yıllık plan yapılmasına rağmen
güzelim ülkeyi yönetenler hep günü birlik hareket ettiler. Belli bir vizyonu
olmayan siyasetçiler ülkenin geleceğine dönük politika belirleme derdine
düşmediler. Yılların getirdiği siyasi yaklaşımlarla toplumu idare etme kolaycılığına
kaçtılar. Hiçbir zaman paradigma değişikliğine gitmediler. İdealler hiçbir
zaman hayata geçirilmedi. Hoş günlük siyasi kavgaların içinde ömrünü tüketen
bizim bilmiş siyasetçilerin geleceğe dönük, ülkeyi bir adım daha ileri
götürecek, bölgesinde lider ülke olma derdine düşmeyen siyasetçilerden elbette
ideallerden, hayallerden bahsetmemiz şık olmaz.
Türk toplumunun dinamik yapısına siyasetçiler
yıllarca ayak uydurmakta zorlandı. Toplumsal alanda yaşanan değişimin sınırlı
kalması için ülkeyi yönetenler özel bir çaba içinde oldular. Değişimi durdurma
adına hep kavramlarla toplumun zihnini bulandırdılar. Laiklik, irtica
kelimelerini duyduğumuz zaman bilin ki orada bir iş vardır. Toplumsal
dinamikler önlemez hale geldiği zaman önleyici tedbirler- ki geçici tedbirler,
pansuman tedbirler- olarak e-muhtıra, muhtıra veya darbe seçenekleri toplumu
dizayn etme amacıyla hep yedekte tutuldu. Bu memleket altı defa gidip yedi defa
gelen siyasetçileri gördü. Sağ olsun
siyasetçiler de milletin temsilcisi olma işlevini sadece seçim zamanları geçici
süreliğine hatırladılar.
Peki geldiğimiz noktada neredeyiz?
Sahiden bugün almış olduğumuz yol
imrenilecek bir yol mudur?
Gelmiş olduğumuz noktanın mesafesi açısından
sadece faili meçhullerin bile ortadan kalkması başlı başına demokrasi hamlesidir.
Bugünün Türkiye'sini konjonktüre bağlayanlar son yıllarda her alanda ortaya
çıkan olumlu gelişmeleri narkozlama çabası içinde olduklarını görmemiz
mümkündür.
Demokrasi yolculuğunda ortaya çıkan
değişimin motor gücü siyasettir. Siyasi iradeyi bir kenara koyduğunuz zaman bu
değişimi açıklamakta zorlanırız. Bu süreçte değişimi tetikleyen siyasi irade
olmuştur. Ortaya çıkarılan onca engel siyasi irade tarafından bertaraf edilerek
yeni bir özgürlüğün kapısı aralanmıştır. Bugün her kurum kendi içinde demokratikleşme
sürecinden geçmektedir. Sabah uyandığımız zaman "üst düzey komutanın"
açıklamalarını gazete sayfalarında göremiyoruz. Veya "genç subaylar
rahatsız" manşetlerinin bugün itibari ile bir anlam ifade etmediğini artık
biliyoruz.
Peki
gelmiş olduğumuz nokta gerçekten demokratik inşa dönemi midir?
Hiç kuşku yok ki bu sorunun cevabı evettir.
2007 ve sonrasına bakarsak bu sorunun anlamı bir kez daha ortaya çıkar.
Vatandaşların elde etmiş olduğu bireysel haklar bu değişimin göstergesidir. Şunu da belirtelim. Ülkenin demokratik açıdan
hamle yapması demek ekonomik açıdan sınıf atlaması anlamına gelir. Basit bir
örnek ise Marmaray, İzmit Körfezi'nde inşası devam eden dünyanın en büyük orta
açıklıklı 4. Asma köprüsü özelliğini taşıyan İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü
inşaatı. Tüm bunlar bu ülkede son yıllarda ileriye doğru değişimin başladığının
işaretidir.
24 KASIM ÖĞRETMENLER
GÜNÜ
Günümüz
dünyasında ekonomik getiri amacıyla yılın değişik günlerinde toplumun farklı gruplarına
dair özel günler icat edilmiş. O gün yapılan kampanyalarla biraz daha fazla
kazanç peşinde koşan işletmeler insanları cezbedecek etkinliklerde
bulunmaktalar. Bunlardan bir tanesi de öğretmenler günü. Öğretmenlere adanmış
bu gün ise bize bir darbe sonunda hediye edilmiş. Bir anlamda sus payı
diyebilirsiniz.
Her yıl 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak kutlanır. O
güne özgü olarak öğretmenlerin yaptığı fedakarlıklar, özveriler dile
getirilerek canım öğretmenim repliği ile o günü tamamlarız. Eğitim ve öğretimin
önemi vurgulanır. Bunu hayata geçiren öğretmenlere şiirler okunur. Bol bol
öğretmenleri öven konuşmalarla karnımızı doyururuz. Tüm bunlara rağmen 24 Kasım
Öğretmenler günü kutlu olsun.
asimcezayirlioglu@hotmail.com
25 KASIM 2014 SALI
|
|
|
|
|
2441 Kişi Tarafından Okundu. |
|
Yorum ( 0 )
|
|
|
Kayıtlı Yorum Bulunmuyor. |
|
|
Bu Yazara Ait Diğer Yazılar |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ziyaretçi İstatistikleri |
|
|
|
|
Online |
: |
5 |
Bugün |
: |
254 |
Dün |
: |
588 |
Toplam |
: |
1967130 |
Ip No |
: |
18.118.210.213 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|