'FAYDASIZ RANDEVU'
Kelimenin
tam manasıyla fetret döneminde yaşıyoruz dostlarım. Son günlerde etrafımızda
olup bitenlere bir isim vermek gerekirse bu ancak 'fetret' sözcüğüyle karşılanabilir. Dünya üzerindeki mazlumların
feryatlarına koşmasını beklediğimiz ülkemiz insanının içine düştüğü girdabın
derinliği bizi ziyadesiyle ürkütüyor. Kim ne derse desin, basın üzerinden hangi
algı oluşturulmaya çalışılırsa çalışılsın; bir bumerangın içinde alabora olan
toplum, ne oluyor, ne nedir, yaşanan olaylar nasıl algılanmalıdır, medyanın
sunduğu haberlerle hedeflenen amaç nedir diye sorabiliyor ve içinden geçtiğimiz
süreci ihtiyatla analiz edebiliyor mu, doğrusu kuşkuluyuz. Peki ne yapmalı da bu hengamenin içinden sağlam bir ruh haliyle
çıkmalı? Bunun yolu temiz beslenmeden geçiyor. Beslenmenin hem bedeni yönü
hem de zihni boyutu eğer temiz olmazsa tanığı olduğumuz gelişmeleri sağduyu ile
tahlil etmek ve buradan sıhhatli bir sonuca gitmek mümkün olmayacaktır.
Tüm
Müslümanlar olarak, sağlıklı kalabilmek için beslenmenin temiz olmasını nasıl
sağlayacağız sorusunun cevabını aramalıyız. Bizce gerek yediğimiz ve içtiğimize
gerekse okuduklarımıza özen göstererek bunu elde edebiliriz. Öncelikle rızkın
helalinden temin edilmesi, inanç, düşünce ve fikirlerin selameti açısından
elzemdir. Bunun kadar önemli bir diğer unsur da ne okuduğumuz ve nasıl
okuduğumuzdur. Bendeniz, İlahi kelamı ve tefsirlerini, hadisleri, özellikle
toplumsal olaylara münhasır olanlarını daha bir rikkatle okumaya çalışıyorum
şimdileyin. Çünkü 'insanı tanımak ve
anlamak' için Yaratan'ın betimlemeleri bizim için en temel referans olmak
durumundadır. O'nun bildirmesiyle insanın, hem aşağıların aşağısına
inebileceğini hem de meleklerin üstüne çıkabileceğini öğrendiğimizde, bugün
için de ciddi çözümlemeler yapabiliyoruz. Kur'an-ı Kerim'de anlatılan
menkıbelerin o günle sınırlı olmadığını, bugünü ve yarını da kuşatan anekdotlar
olduğunu bir kez daha fark ediyoruz. Sonra Sezai KARAKOÇ ve İsmet ÖZEL gibi
asrımızın duygu, düşünce ve fikir sütunlarına müracaat ediyorum. Mesela 'yeşil sarıklı ulu hocalar/bunu bana
öğretmediniz!' mısralarıyla Sezai KARAKOÇ'un dert edindiği meseleler neydi
diye soruyorum hepimize. Bu yüzden mi kendisine 2011'de cumhurbaşkanlığınca
verilen 'Kültür Sanat Büyük Ödülü'
törenine gitmiyor; parayı yardım için filanca kuruluşunun hesabına yatırıp plaketi
de postayla gönderiverin diyordu. Bir Yusuf Masalı'nın Sebeb-i Telif bölümünde
İsmet ÖZEL, 'Başkalarının aşkıyla
başlıyor hayatımız/ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla/düşmanı
gösteriyorlar, ona saldırıyoruz/siz gidin artık/ düşman dağıldı dedikleri bir
anda/anlaşılıyor/baştan beri bütün yenik düşenlerle/aynı kışlaktaymışız/incecik
yas dumanı herkese ulaşıyor/sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda/tek başınayız'
dizeleriyle bugünleri mi resmediyordu?
Yazımızın başlığı İsmet ÖZEL'in 2014 Eylül'ünde
yeniden TİYO Yayınevi'nden(Tam
İstiklal Yayıncılık Ortaklığı)yayınlanan son kitabının adı. 1986'da Faydasız Yazılar, 2000'de Bilinç Bile İlginç ve 1996'da Tavşanın Randevusu isimleriyle okurla
buluşan yazılarının bir araya getirilmesi ve bunlara yeni yazılarının
eklenmesiyle karşımıza çıkan bu eserin önsözüne baktığımızda "Faydasız
Randevu'nun Türkiye'de çorbada tuz misali bir faydası dokunması benim için
hayati bir önem taşımasaydı ne bu kitabı, ne de herhangi başka bir şeyi
yazardım. Uyduruk ifade ve ibareler içinde boğulmuş insancıkların 'çağına tanıklık etmek', faaliyetine
yüksek bir değer atfettiğine 'tanık oldum.'
Onların her birini birer insancık görmem hepsinin işin doğrusuna yanaşmaktan
imtina etmesi, doğrudan ölümden korkar gibi korkmalarıdır. İşin doğrusu Allah'ın birliğine şahadetle onun yolunda şahadetin
birbirinden ayrılmayacağıdır. Ben solcu görünerek Türkiye'nin sosyalist bir
idareye kavuşmasına engel olanlar gördüm. Hiçbir şekilde onların arasında
değildim. Müslüman görünerek Türkiye'nin İslami bir idareye kavuşmasını
engellemiş olan ve halen Türkiye Cumhuriyeti'nin haritadan silinmesi yolunda
yelken kürek telaş içinde olanlar ise beni aralarına almadı. İstemiş olsam
dahi onlardan hiçbirisiyle tesanüte varan anlaşma mahalli paylaşmadım. Ömrümün
sona ermesine çok zaman kalmadı. Çocukluğumdan beri her vesileyle koşa koşa ve
büyük bir hevesle kavil mahalline varıyorum. Şimdiye kadar orada kimseyle
karşılaşmadım. Randevu gerçek; ama faydasız." serlevha cümleleri yer alıyor.
1986
yılındaki baskının önsözünde ise "Sahici
düşüncelere ulaşmak içi neden çaba harcamalı? Bizim dilimizde düşünceli insan, 'tasalı'
insanı ifade eder. İnsanlık durumumuzun kaçınılmaz kıldığı tasayı hesaba
katılır önemde sayıyorum. Yoksa insanlar arasında ayrıcalıklı bir konuma
varmanın bir aracı olarak düşüncenin yarar değil zarar kaynağı olduğuna hiç
şüphem yok. Düşünceye atılmış insan, yalnızca düşünceye doğru bir hamle yapmış
değildir; o, aynı zamanda düşünceye fırlatılmıştır. İnsanın düşünceyle
bağlantısını kaderi ayin eder. Bu sebepten düşünceye atılmış olmak, ne yerinmek
için, ne sevinmek için bir vesile sayılmalı. Faydasız Yazılar adını verdiğim bu
yazılar kümesini kendi aydınlanması peşinde giden bir adamın tasalarını
paylaşıma açması diye kabul edin." diye yazıyordu bilge düşünür/şair.
v ÇAĞRI:Fetret dönemi
yaşadığımız bugünlerde herkesi 'Oku!' emrine uymaya davet ediyorum.