Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv          Rss Listesi

ÇOK GÜZEL HAREKETLER BUNLAR
   
 

Mehmet Uçar ¬

Mehmet Uçar

 ÇOK GÜZEL HAREKETLER BUNLAR
 Yazı Boyutu

 Tarih : 6.04.2015 - 09:00:28 


Demem o ki, sahne sanatlarının her türlüsüne ziyadesiyle bayılıyorum. Oyuncular kabiliyetli, replikler de orijinal olunca! Yoksa insan, kendisini realizmin kollarına bırakıp gerçeği bütün çıplaklığıyla anlatmaya kalksa ne kadar da yavan olurdu, değil mi?


TEKLİF YAZILARI / MEHMET UÇAR (mehmetucarcem@hotmail.com)
ÇOK GÜZEL HAREKETLER BUNLAR

        Akşamları yemeğimi yedikten sonra şöyle koltuğuma kurulup televizyonda izlediğim iki tiyatrodan biri, Yılmaz ERDOĞAN yönetimindeki tecrübeli tiyatrocuların yenilerle birlikte sahne aldıkları "Çok Güzel Hareketler Bunlar"; diğeriyse Ali SUNAL ve arkadaşlarının şaheseri "Güldür Güldür".

          Ama bazen tiyatro izlemeyi bir kenara bırakıp güncel gelişmelerin ışığında komedi, trajedi yahut da dram niyetine siyasilerin açıklamalarını takip ettiğim olmuyor değil. İşte böyle günlerin içinden geçiyoruz ve kusura bakmasınlar bu ara, siyasi oyuncuların doğaçlama tiratlarından tiyatroya zaman ayıramıyorum.

        Hadi hep beraber gözlerimizi etrafımızda olup bitenlere çevirelim: Başbakan Yardımcısı Yalçın AKDOĞAN, önce izleme komitesi diye bir şey yok, külliyen yalan derken daha sonra ise HDP'nin kendisini cesaretlendirmesiyle(!) izleme komitesinin 5-6 kişiden oluşacağını ve bazı isimleri açıklıyordu.

       Devletin başı sıfatıyla batı kentlerimizden Balıkesir'de konuşan Cumhurbaşkanı, ilkin, ülkemizde Kürt sorunu diye bir şeyin olmadığını açıklıyor; birkaç gün sonra da doğuda, Kars'ta, Kürt kardeşlerimin bazı sorunları var, şeklinde bir bakıma düzeltme yapıyordu. Vatandaşlar da haklı olarak soruyordu, böyle bir sorun var mı, yok mu diye. Eğer yoksa bu, çözüm süreci adı altında yürütülenler de neyin nesiydi?

            Sayın Cumhurbaşkanı, daha bir kaç ay evvel teşekkür amaçlı yurt gezileri kapsamında yürüttüğü Şanlıurfa ziyaretinde halka hitap ederken 'Kobani düştü düşecek!' biçiminde konuşurken Başbakan ise Batman'daki parti kongresinde 'Serok Ahmet!' tezahüratları arasında Kobani'ye selam söylüyordu.

      Yine Sayın Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası Başkanı Erdem BAŞÇI'nın faiz politikaları nedeniyle önce ihanet içinde olduğunu ve kime hizmet ettiğini açıklaması gerektiğini belirtirken hemen ardından Başbakan Yardımcısı Ali BABACAN ve kendisiyle görüştükten sonra şimdilik meseleyi tatlıya bağladıklarını beyan ediyordu. Bu tatlı, millete acı olarak yansımıyor mu diye sormak kimseni aklına gelmiyordu?

       Sayın Cumhurbaşkanı, Ukrayna gezisi öncesinde havaalanında izleme komitesinden haberinin olmadığını ve hem Dolmabahçe açıklamasını hem de bu girişimi doğru da bulmadığını basın aracılığıyla ilgililere iletiyordu. Peşinden Başbakan Yardımcısı Bülent ARINÇ, cumhurbaşkanının her şeyden haberinin olduğunu ve dilediği zaman da kendisine bilgi sunulduğunu ifade ediyordu. Bu defa Cumhurbaşkanı, ben konu mankeni miyim, deyince yurttaşların endişesi, hani sürecin arkasında devlet vardı, tarzını alıyordu.

     Türkiye Cumhuriyeti'nin bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa öyle yönetilmesini dile getiren Reis-i Cumhurumuz, ya şirket iflas ederse bizi hangi tehlikelerin beklediğini paylaşmıyordu. Üstelik bizde şirket sahiplerinin kendi şirketlerini bazen bile isteye batırdıkları deneyimi hafızamızda canlı iken ve bir de şirket hisseleri yabancılara açık borsada işlem görürken bu teklif, açıkçası insana çok da sıcak gelmiyordu.

            Başladığında Ergenekon davasının savcısı olduğunu bizzat kürsüden ilan eden Sayın seçilmiş Cumhurbaşkanı, geçen haftalarda akademide askerlere yaptığı konuşmada kendisi dahil tüm yetkililerin aldatıldığını, tutuklamaları onaylamadığını ve vicdanının sızladığını vurguluyordu. Kısa süre sonra eski Genelkurmay Başkanı İlker BAŞBUĞ ise her şeyin orta yerde cereyan ettiğini, bu değerlendirmeleri doğru bulmadığını, söze değil eyleme bakmak gerektiğini, milletin yaşanan her şeyi gördüğünü paylaşıyordu.

            Görevden ayrılmazdan evvel eski İçişleri Bakanı Efkan ALA da, mer'i anayasayı kabul etmediğini ve tanımadığını hem de meclis kürsüsünden millete haykırıyordu. Gariban halkımız da adı geçen bu bakanın yasal dayanaktan mahrum kalan bakanlık süresinin yok hükmünde olup olmadığını merak ediyordu.

            Biz tam da oyunun sonuna geldiğimizi zannettiğimiz anda devreye Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK devreye giriyor ve ezberlediği replikleri twitter hesabından makineli tüfek gibi Başbakan Yardımcısı Bülent ARINÇ'a yöneltiyordu. Tiyatronun sona doğru hareketlenen çatışma kısmında seyirciler, Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent ARINÇ'ın karşı atağını ve nispeten öldürücü darbelerini izlerken 'reklam arasının sona erdiğine' dair her şeyi ise havuzdan ayrılmayı kafasına koyan gazeteci Abdülkadir SELVİ özetliyor ve 'büyünün bozulduğunu' ilan ediyordu.

            Görüyorsunuz bu ülkede, gözünüzü tiyatrodan alıp da siyasilerin irticalen yaptıkları tuluatlara azıcık kulak verdiğinizde Yılmaz ERDOĞAN'a bir sürü yeni oyuncu adayının göz kırptığını fark ediyordunuz. Hatta sahnede rol alan aday adayları o kadar fazla idi ki bu meydandan 'Güldür Güldür' için Ali SUNAL'a dahi yeni simalar doğuyordu. Zira aşinası olanlar biliyordu ki bu sahnelerde konuk sanatçılara da rol veriliyordu.

            Hülasa, 'Güldür Güldür ve Çok Güzel Hareketler Bunlar...' Diğer tiyatrolar da karizmatik adayları pekala kendileri arayıp bulabilir. Mesela Şahan GÖKBAKAR, 'Recep İVEDİK' serisiyle, Cem YILMAZ da ilk göz ağrısı 'G.O.R.A.'nın yeni versiyonlarıyla yola devam edebilir... Demem o ki, sahne sanatlarının her türlüsüne ziyadesiyle bayılıyorum. Oyuncular kabiliyetli, replikler de orijinal olunca! Yoksa insan, kendisini realizmin kollarına bırakıp gerçeği bütün çıplaklığıyla anlatmaya kalksa ne kadar da yavan olurdu, değil mi?  




Yazdır

Word'e Aktar

Yorum Ekle Tavsiye
 
1 2 3 4 5   Puan Yok  
 Kaynak :  Mehmet Uçar

 Kategori  GÜNCEL

621 Kişi Tarafından Okundu.

Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Yazara Ait Diğer Yazılar

 
 
 

 

 Reklam

 Duyuru

 Reklam

 Köşe Yazıları

Ramazan Yıldırım

Ramazan Yıldırım ¬
ÜLKEYİ GEREN BİR CUMHURBAŞKANI: TAYYİP ERDOĞAN

Asım Cezayirlioğlu

Asım Cezayirlioğlu ¬
TÜRKİYE'DE "KUTUPLAŞMA"

Mehmet Uçar

Mehmet Uçar ¬
SURİYE SINIRIMIZDA NE Mİ OLUYOR?

Mesut Koç

Mesut Koç ¬
TERÖR VE BÖLGENİN AKIBETİ
 
 Reklam

 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 42
 Bugün : 510
 Dün : 2337
 Toplam : 2377541
 Ip No : 216.73.216.216
     

 Reklam

 Reklam

 Takvim

Aralık 2025

Pts Sal Çrş Prş Cum Cts Pzr
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
 

 Reklam

 
 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam






RESMİ İLAN |SİYASET |EĞİTİM |GÜNCEL |ASAYİŞ |TURİZM |KÜLTÜR-SANAT |SAĞLIK |EKONOMİ |SPOR | Gizlilik Politikası


 

   © Copyright - 2012- Fethiye Haber Merkezi - ANASAYFA - Tüm Hakları Saklıdır. 


Bu sitede

Çilem.Net Haber Yazılımı kullanılmaktadır.