Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv          Rss Listesi

MUHASEBE
   
 

Mehmet Uçar ¬

Mehmet Uçar

 MUHASEBE
 Yazı Boyutu

 Tarih : 27.04.2015 - 12:37:48 


Eminim, yerel siyasette herkesin konuştuğu meselelerin başında iktidar partisi milletvekillerinin üç dönem kuralına takılmadıkları halde neden listelere giremedikleri ya da konulmadıkları, onların isimleri çizilerek Sayın Hasan ÖZYER Bey'in, bildiğimiz kadarıyla, kendisinin doğrudan bir müracaatı olmamasına karşın parti genel merkezince davet edilerek bir bakıma vekilliğe ikna edilmesi ve aday yapılması hususu geliyor.


TEKLİF YAZILARI / MEHMET UÇAR

(mehmetucarcem@hotmail.com)
MUHASEBE

            Değerli okurlarım, malum, genel seçimler öncesi oldukça yoğun geçen ısınma turları tamamlandı ve milletvekilliği sıralamaları da belli oldu. Eminim, yerel siyasette herkesin konuştuğu meselelerin başında iktidar partisi milletvekillerinin üç dönem kuralına takılmadıkları halde neden listelere giremedikleri ya da konulmadıkları, onların isimleri çizilerek Sayın Hasan ÖZYER Bey'in, bildiğimiz kadarıyla, kendisinin doğrudan bir müracaatı olmamasına karşın parti genel merkezince davet edilerek bir bakıma vekilliğe ikna edilmesi ve aday yapılması hususu geliyor. Zira halihazırdaki vekillerden birisi sadece ilk, diğeriyse ikinci döneminde bulunuyordu. Biz de yazımızda, bir kritik yaparak bu can alıcı soruya serinkanlılıkla cevap arayalım ve konuyu enine boyuna işleyelim istedik. Belki bu vesileyle asıl muhasebe yapması gerekenlere de bundan sonra siyaset yapmak arzusunu içlerinde saklı tutanlara da yardım elimizi uzatmış oluruz.

            Muhasebeye öncelikle, 'Muğla siyasetinde nerede yanlışlar yapılıyor?' sorusuyla başlamak en doğru adım olur düşüncesindeyiz. Sonra, birbirine karşı güvensizliğin beslediği, sürekli el değiştirmelerle katmerleşmiş ve klikleşen bir yapının koza gibi örüldüğü ilçe örgütlenmeleri içindeki kopuklukların nasıl giderileceği meselesiyle devam edilmelidir. Son dönemdeki kendisini inkar eden uygulamaları nedeniyle kimi icraatlarını bizim de açıktan eleştirdiğimiz, ilk iki dönem ise Türkiye'ye hatırı sayılır hizmetler sunan iktidar partisinin bu görece olumlu girişimlerinin, ilimize pek uğramamasının nedenleri üzerinde de ayrıca durulmalıdır. Muğla siyasetinin içine düştüğü darboğazı, parti genel merkezinin uzun süre geçmesine rağmen nasıl olup da hala göremediği de masaya yatırılması zaruri genel noktalar arasındadır.

            Bu ve benzeri sorulara verilecek net yanıtımız, ilimizde, siyasetin mutlak amacı ile kişilerin kariyer hedefleri arasındaki çatışmanın yoğun yaşanıyor olmasıdır. Ayrıca geniş toplum kesimlerinin meselelerine ilkesel çözümler üreterek hizmeti önceleyen bir anlayışla siyaset yapılması yaklaşımından uzaklaşılarak bazı odakların çıkar ve heveslerine toplumun genel menfaatinin tercih ediliyor oluşu ana tespitlerimizdir. Bu manada ilimizde, iktidar partisinin ülke politikalarında gözlemlenen son dönemdeki açmazlarının da ötesinde hatalar yapılmış, ilkeler merkezli olmaktan uzak günübirlik kararlar alınmış, iç kavgalarla enerjisi tüketilmiş, bir iki istisna hariç gücü ele geçirenin diğerini yok etmek için zamanını tükettiği bir sarmaldan çıkılamayarak ülke genelinin aksine yerelde arzulanan hedeflere yaklaşılamamış, hasılı ilde bırakınız dış tehditleri iktidarın kendi içindeki ayrışmalar dahi kendisine yeter hale gelmiştir.

            İşte, tüm bu nedenlerle birilerine fatura kesilmesi zorunlu hale gelince AKP genel merkezi de hem mevcut vekilleri hem de ilde çeşitli kademelerde yönetim görevinde bulunduktan sonra vekilliğe aday olanları listeye koymayarak adeta 'Muğla'da olaya el koyuyorum!' mesajını vermiştir. Bir anlamda Sayın Hasan ÖZYER Bey'e, görüyorsun ilde her şey kopuk, sana ihtiyacım var, yıllar önce istifa ederek eksik kalmasına bir şekilde yol açtığın 'Muğla'ya hizmet' meselesine tekrar el atmanı istiyorum demiştir. Ben şahsen, birçok insanın hemen balıklama atlamakta herhangi bir mahsur görmeyeceği bu teklifi, kendisinin tekrar bir milletvekilliği macerası için kabul ettiği kanaatinde değilim. Üstelik yakın çevresini ikna etmekte oldukça zorlandığını da zannediyorum. Ancak anlaşılan, kendi ifadesiyle 'kader' kelimesinin muhteva derinliğindeki gizem ve ilimize getirilmesi gerekli yatırımların önünün açılmasının zorunluluk haline gelmiş olması, onun kararını etkilemiş olmalı. Yoksa unu eleyip de eleği asan birisinin tekrar hamur yoğurmak için kollarını sıvaması, kültürel geleneklerimizde de siyasi tarihimizde de pek sık görülmüş bir hadise değildir.

            Çeşitli zorunluluklar sebebiyle yeniden siyaset arenasında sahne almaya hazırlanan, vekilliğin ötesinde kamuoyunun kendisinden bakanlık beklentisi de bulunan Sayın Hasan ÖZYER Bey'in önündeki engelleri ise şöyle sıralamak mümkün: İktidar partisindeki yıllar içinde oluşan yıpranma, kopukluğu had safhaya varmış il/ilçe örgütleri, küstürülmüş samimi ve fedakar partililerin çokluğu, yaşanan Bizans oyunları ve bürokrasideki kıyımlar, ahbap-çavuş ilişkisiyle alınan kararlar, Büyük Fotoğraf'ı çekemeyen ama kilit noktalara çöreklenen kliklerin varlığı, parti tabanında herhangi bir üretimde bulunmayıp rozet siyaseti yapanların yarattığı erime, kimi sözde sivil toplum örgütlerinin silah olarak kullanılmasından kaynaklanan bürokrasideki negatif enerji, vekillerin etrafını dört bir yandan kuşatarak onların doğrudan topluma ve sorunlara dokunmasına mani olan nüfuz istismarcıları, halka hizmet sunumunda aktif görev alanların liyakat ve ehliyet bakımından yetersiz kalmaları, siyasetçiyi körleştiren ve duygusuzlaştıran profesyonel danışmanlar, yeni dönemde kendisini önce alkış ve sonra dosya yağmuruna boğacak amacı meçhul/malum bazı talepkar, dönemsel dostları(!) ile medyanın üzerinde oluşturacağı doğal basınç...

            Ne diyelim, biz hariçten gazel okuyarak akıl verecek değiliz; onca yoğunluk arasında yapılan ısrarlı teklife 'Evet!' diyebildiğine göre bu tehlikeleri göze aldığı da muhakkak. Temennimiz, Sayın Hasan ÖZYER Bey'in bu ustalık döneminin herkesi muhasebeye sevk etmesi ve attığı adımın Sakar ile Karabel'i aşan bir hamleyle hayırlı hizmetlere vesile olması istikametindedir. 'Cenab-ı ALLAH, mahcup etmesin!' duasıyla!.. 




Yazdır

Word'e Aktar

Yorum Ekle Tavsiye
 
1 2 3 4 5   Puan Yok  
 Kaynak :  Mehmet Uçar

 Kategori  GÜNCEL

1561 Kişi Tarafından Okundu.

Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Yazara Ait Diğer Yazılar

 
 
 

 

 Reklam

 Duyuru

 Reklam

 Köşe Yazıları

Ramazan Yıldırım

Ramazan Yıldırım ¬
ÜLKEYİ GEREN BİR CUMHURBAŞKANI: TAYYİP ERDOĞAN

Asım Cezayirlioğlu

Asım Cezayirlioğlu ¬
TÜRKİYE'DE "KUTUPLAŞMA"

Mehmet Uçar

Mehmet Uçar ¬
SURİYE SINIRIMIZDA NE Mİ OLUYOR?

Mesut Koç

Mesut Koç ¬
TERÖR VE BÖLGENİN AKIBETİ
 
 Reklam

 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 6
 Bugün : 636
 Dün : 623
 Toplam : 1952041
 Ip No : 44.200.193.174
     

 Reklam

 Reklam

 Takvim

Mart 2024

Pts Sal Çrş Prş Cum Cts Pzr
1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
 

 Reklam

 
 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam






RESMİ İLAN |SİYASET |EĞİTİM |GÜNCEL |ASAYİŞ |TURİZM |KÜLTÜR-SANAT |SAĞLIK |EKONOMİ |SPOR | Gizlilik Politikası


 

   © Copyright - 2012- Fethiye Haber Merkezi - ANASAYFA - Tüm Hakları Saklıdır. 


Bu sitede

Çilem.Net Haber Yazılımı kullanılmaktadır.