|
|
|
|
|
|
|
|
ÇIKMAZ SOKAK; AK PARTİ KARŞITLIĞI |
|
|
|
Tarih : 28.10.2015 - 07:53:39 |
|
|
Fayda- zarar düşüncesi, bireyden ziyade topluma dair ortaya çıkmakta. Siyaset arenasında bireysel olarak Pragmatist düşünceye sahip olanlar çok kısa zaman diliminde siyasetten tasfiye edilmekteler. Özellikle ekonomik olarak hak ettiğinin dışında yollara tevessül edenler derhal toplum tarafından dışlanmaktalar. Hangi siyasi kulvarda hareket ediliyorsa, bunu ilke edinerek siyasi hareketini sürdürmekte. |
|
|
|
Gelişmiş ülkelerde seçim yarışları
demokratik bir ortamda gerçekleşmekte. Adaylar hangi konuda olursa olsun kendi
çözüm yollarını ve alternatiflerini ortaya koymakta. Zihniyetten ziyade beceri,
temsil kabiliyeti değerlendirilmekte. Her parti mevcut politikaların
yanlışlarını ortaya koymakta. Toptancı bir anlayış yerine doğru ve yanlışı
ayırt edilmekte.
Sürekli aynı paradigmayla hareket
etmek yerine, ihtiyaçlar doğrultusunda kendilerini yenileyerek topluma yön
verme tercihini seçmekteler. Toplumun kutuplaşmasına neden olacak İdeolojik
yaklaşımlar yerine, ülkenin zenginleşmesi istikametinde tavır almaktalar. En
önemli özellikleri ise siyasetin yenilenmesine
fırsat vermekteler. Seçimlerde belli bir başarı sağlayamayan siyasetçiler
koltuklarını hiç düşünmeden geriden gelenlere bırakmaktalar. Hatta parti içinde
ikinci adamlar yetiştirilerek, ben gidersem ne olur düşüncesine de son
verilmektedir.
Fayda-
zarar düşüncesi, bireyden ziyade topluma dair ortaya çıkmakta. Siyaset
arenasında bireysel olarak Pragmatist
düşünceye sahip olanlar çok kısa zaman diliminde siyasetten tasfiye
edilmekteler. Özellikle ekonomik olarak hak ettiğinin dışında yollara tevessül
edenler derhal toplum tarafından dışlanmaktalar. Hangi siyasi kulvarda hareket
ediliyorsa, bunu ilke edinerek siyasi hareketini sürdürmekte.
Siyaseten manipülasyon yaparak,
toplumun ve devletin zarar görmesine neden olacak tavırlar içine girmez.
Gelişmişlik sadece ekonomik anlamda değil her alanda ortaya çıkmakta. İktidar
uğruna yok sayma anlayışıyla hareket etmemekte. Milli birlik ve beraberliği
zedeleyecek politik tavırlara asla tevessül etmemekte. Hangi siyasi parti
olursa olsun ülke çıkarı olduğu zaman aynı tavrı sergileyebilmekteler. Buna
benzer daha onlarca özellik sayabiliriz.
Peki bizde durum nedir? Vatandaş
olarak, siyasetçi olarak sorumlu davranma becerisini gösterebiliyor muyuz?
Gerektiğinde ülke çıkarında birleşebiliyor muyuz? Yoksa birinin ak dediğine
diğerinin kara demesini maharet mi sayıyoruz? Ya da siyasi çıkarlar için
iktidarın her dediğinin karşısında yer almayı politik bir tavır mı
zannediyoruz. Ülkenin birliğine kasteden terör örgütünü lânetlemeye yanaşmamak
hangi akla hizmettir. Hangi politik beklenti tavırlarımızı topluma rağmen
harekete geçirir.
Siyaset arenasında siyasi
partilerin ağırlıklı olarak iktidar partisini eleştirmeleri normaldir. Biz de ise muhalefet partileri
iktidar partisi karşısında blok oluşturma yolunu seçmekteler. Aynı düşüncede
olmayan onca parti konu Ak Parti olunca hemen birleşiveriyorlar. İktidarın her yaptığını koro halinde reddetme
yolunu seçmekteler. Toplumun taleplerini giderme anlamında iktidara karşı nasıl
birliktelik oluşturuyorlar merak konusu. Birbirine benzemez onca parti neden
blok oluşturma derdine düşerler. Toplumun büyük çoğunluğunun oyunu almış bir
partinin temsilcileri rencide olur mu demeden, yok sayma düşüncesi muhalefet
partilerine kazanç olarak döner mi? 13 yıllık iktidar döneminde yapılan
yanlışlar yok mu? Elbette birçok yanlış sayılabilir. Ancak ülkenin yüz akı olan
onca projeye imza atılmışken, restorasyon hükümeti kuracağız demek ne anlama
geliyor. Bu kadar keskin karşıtlık politikası iktidar olmayı vaat eden bir
partiye ne getirir.
Diğer taraftan milliyetçiliği
paylaşamayanlar var.Milliyetçilik bu ülke insanına hizmet etmektir. Ülkenin
ekonomisine sahip çıkmaktır. Ekranlarda ülkeyi böldün diyenlere inat tek
devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak diyen iktidar nasıl olur da ülkeyi
bölmek girişiminde bulunur. Bugün siyasette beklediği çıtayı yakalayamayanlar,
karşıtlık politikası ile ne kadar yol alabilirler. Karşıtlığı siyasetçilerin
dışında ekranlarda da dillendirenler var. İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk bir
televizyon kanalında iktidara duymuş olduğu hıncını a.......koyacağız diyerek
seviyesizliğin âlâsını sergilemekte. İktidar karşıtlığı bazılarının insanlıktan
çıkmasına neden olmakta.
Siyasetçilerin kendi aralarındaki
toptancı anlayış, ideolojik yaklaşımları sebebiyle toplumun değerlerine ve
siyasi iradeye hınç duyanlar ekranlar aracılığı ile bulundukları konuma
yakışmayacak söz ve tavır içine girmekteler. Farklılıklarımızı bir kenara
bırakarak ideolojik yaklaşımları
sebebiyle güya Ak Partiye karşı çıkacağım derken hem içindeki kinini kusmakta,
hem de dinimize hakaret etmekte, alenen de küfür etmekte.
Muhalefet partileri toptan
iktidar karşıtlığı yaparak %50'lik pastayı paylaşma derdine düşüyorlar. Burada
ne kadar sert tutum içine girersek o kadar oy alırız anlayışı ile her şeye
karşı çıkmaktalar. Toplumu kucaklamak varken, %100'e hitap etmek gerekirken bir
tarafı yok sayma yaklaşımı siyasetçiye zarar verdiği gibi ülkemize de
kaybettirmekte. Siyaseti topluma hizmet olarak düşünen siyasetçiler, neden
alternatif olduğunu topluma anlatmalı. Bunu gerçekleştirirken elbette iktidarın
yanlışları belirtilmeli. İşin özü her zaman toplum merkezli hareket edilmeli.
asimcezayirlioglu@hotmail.com
|
|
|
|
|
|
 |
1491 Kişi Tarafından Okundu. |
|
Yorum ( 0 )
|
|
|
|
|
Kayıtlı Yorum Bulunmuyor. |
|
|
|
|
Bu Yazara Ait Diğer Yazılar |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
Ziyaretçi İstatistikleri |
 |
|
|
|
|
|
Online |
: |
7 |
|
Bugün |
: |
488 |
|
Dün |
: |
1638 |
|
Toplam |
: |
2363570 |
|
Ip No |
: |
216.73.216.151 |
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
 |
|