|
|
|
|
BİRLİKTE YAŞAMAK VE POLİTİK ÇIKARLAR |
|
|
Tarih : 5.01.2016 - 11:43:37 |
|
Bizler birlikte yaşamak istiyorsak ilk önce sahici olmalıyız. Özellikle siyasetçiler ağızlarından çıkanlara dikkat edecekler ki, destekçisi konumundaki toplumsal gruplar arasında ayrışma artmasın. Bugün bunu söyleyebilir miyiz? Maalesef bu konuda tüm siyasetçilere görev düşmekte. "Hendek kazan arkadaşlar" diye cümle kurduğunuz zaman bu ülkenin birliği için canını vermeye hazır onlarca insanın yüreğini acıtırsınız. |
|
|
İnsanoğlu
yaşamını sürdürdüğü bu dünyada, ortaya koyduğu sınırsız istekleri her
şeyi bertaraf etmekte. Kısa zaman dilimi
içinde talep ettiği doyumsuzluk veya nefsinin dizginlenemeyen istekleri
karşısında kırıp dökmediği insan yok gibi.
Sadece kendi sınırlarını düşünerek ortaya koyduğu davranışlar, bireyin
toplum ile birlikte yaşama duygusunu da bitirmekte. Toplumsal bir grup olarak
ortaya konulan davranışlar ise farklı toplumsal gruplar arasında
anlaşmazlıkları ortaya çıkarmakta. Siyasetçiler ise kısa vadeli politik
çıkarlar uğruna birlikte yaşama duygusunu öldürmekteler. Özellikle inandırıcılık
sorunu yaşayan siyasetçiler bir oy için yapamayacakları yok.
Hayatı
sadece pragmatist anlayışla sınırlı görenler, aidiyet duygusunu da yitirmekte.
Etrafınızın bu kadar çevrildiği bir ortamda, herkes bu ülkeden bir şeyler
koparabilmek için olmadık ittifaklar kurarken biz haala birbirimizle didişme
derdindeyiz. Dün bu ülkeyi IŞİD'ci ilan edenler bugün aaa Selahattin Demirtaş
bizi kandırdı biz ihanete uğradık diyorlar. Sayın Erdoğan'ın paralel devlet
yapılanması ile ilgili olarak söylediği "kandırılmışız" sözünü
ciddiye almadıkları gibi senin kandırılma gibi bir lüksün olamaz diyorlar.
HDP'li yöneticiler ekranlarda PKK seviciliği yaparken Cihangir sakinleri hiç
oralı olmadılar. Peki adama sormazlar mı? Ekranlarda saz çaldırarak millete
sevimli olduğunu yutturmaya kalkarken birlik ve beraberlikten yana olmadığını
bilmiyor muydunuz? Ülkeyi kan gölüne çevirmek için "öz yönetim" adı
altında şehir savaşlarına başlayan PKK'nın en büyük destekçisi konumuna
Selahattin Demirtaş ve partisi gelmedi mi? Geçen süreçte milletin yanında yer
almak yerine, küresel güçlerin planlarını kolaylaştırmak adına Kürt
kardeşlerimizin duygularına hitap ederek, gelecek yüzyıl Kürdistan yüzyılı
olacak diyerek şehirde bozulan moralleri düzeltmeye çalışmıyorlar mı? Hendek siyaseti
yaparak yer altına inen HDP'nin yaptığı hukuk zemininde hangi karşılığı
bulmakta.
Bizler dün kurtuluş savaşında omuz
omuza savaşırken yanımızda olan Kürt kardeşlerimizin çoğunluğu İslam davası
olan insanlardan oluşmaktaydı. Bugün bu ülkenin birlik ve beraberliği için
yüreği atan birçok Kürt kardeşimiz yine İslami hassasiyete sahip olan insanlar.
Düne kadar Kürt olmanın suç sayıldığı bu ülkede insan olmanın onuruna son yıllarda kavuşan Kürt
kardeşlerimizin bir kısmı neden evdeki bulgurdan olma yolunu tercih
etmişlerdir. Gerçekten destek gördükleri ülkeler onları çok mu severler yoksa
bu topraklardaki emellerini elde etmek için mi böyle bir yöntem tercih
etmektedirler.
Bizler birlikte yaşamak
istiyorsak ilk önce sahici olmalıyız. Özellikle siyasetçiler ağızlarından
çıkanlara dikkat edecekler ki, destekçisi konumundaki toplumsal gruplar
arasında ayrışma artmasın. Bugün bunu söyleyebilir miyiz? Maalesef bu konuda tüm siyasetçilere
görev düşmekte. "Hendek kazan
arkadaşlar" diye cümle kurduğunuz zaman bu ülkenin birliği için canını
vermeye hazır onlarca insanın yüreğini acıtırsınız.
Bu topraklarda birlikte
yaşamamızı zedeleyecek bir diğer durum Alev'i Sünni ayrımı. 1980 öncesi bu
yarayı kaşıyarak hedeflerini gerçekleştirdiler. Bugün ihtiyaç olduğu zaman
tekrar bu yarayı kaşıma derdindeler. Onların derdi bu ülkenin birliğini bozarak
çıkarlarına daha kolay ulaşma derdindeler. Peki bize ne oluyor. Biz her
defasında neden aynı tuzaklara düşerek sen-ben ayrımına gidiyoruz. Siyasetçiler
oy uğruna rakip partiyi Alevi veya Sünni vatandaşlarımızın rakibi olarak lanse
etmekte. Çok rağbet edilen Alevi vatandaşlarımızın inançlarını yerine
getiremediklerini söylemeleridir. Alevi
oylarını sadece bir partiye ait olarak görmek isteyenler toplumu hep iki
kutuplu olarak görmekte. Zira "bunlar bize oy vermez" veya “sadece
biz oy verecekler” düşüncesi bu ülkeye yapılacak olan en büyük kötülüktür.
Yıllardır birlikte yaşadığımız,
ancak PKK terörü ile aramıza mesafe koymaya çalıştıkları Kürt vatandaşlarımız
iç siyasetten ziyade bölgede çıkarları olan ülkelerin hedefi konumundalar.
Etnik milliyetçiliği ön plana çıkararak geçmişte ortaya çıkan aksaklıkları
bahane etmekteler. Buna çanak tutan belli bir grup da var. Özellikle HDP
politik çıkarlar uğruna Kürt vatandaşlarımızı araç olarak kullanma derdindeler.
HDP etnik milliyetçiliği ve baskı
unsurunu kullanarak 7 Haziran'da Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun
desteğine sahip oldu. Ancak seçimden sonra ortaya çıkan tablo milliyetçi duygularla
oy veren kitlede pişmanlığı ortaya çıkardı. Barış umudu ile oy veren insanlar
da hayal kırıklığına uğradılar. Bu süreç bizim birlikte yaşama duygumuzu
derinden zedelemekte. PKK ve onun destekçileri Kürt milliyetçiliğini kalıcı
hale getirerek Türkiye üzerinde her koşulda Kürt kartını oynama derdindeler.
HDP bu oyunun içinde. Peki bunca yıl birlikte yaşadığımız muhafazakar Kürtler
ne karar verecek.Can alıcı soru bu.
asimcezayirlioglu@hotmail.com
|
|
|
|
|
1874 Kişi Tarafından Okundu. |
|
Yorum ( 0 )
|
|
|
Kayıtlı Yorum Bulunmuyor. |
|
|
Bu Yazara Ait Diğer Yazılar |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ziyaretçi İstatistikleri |
|
|
|
|
Online |
: |
3 |
Bugün |
: |
591 |
Dün |
: |
723 |
Toplam |
: |
1963515 |
Ip No |
: |
3.16.70.101 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|